Bakan Koca’dan “yabancı uyruklu doktorun Mossad ajanı çıktığı” iddiasına yanıt: Şahıs temizlik görevlisi

Bakan Koca,MİT operasyonunda yakalanan MOSSAD ajanlarından birinin yabancı uyruklu doktor olduğu iddialarına yönelik, “Gerçek, olmasını istedikleri gibi değil. Doktor olduğu iddia edilen yabancı uyruklu şahıs, temizlik görevlisidir” açıklamasında bulundu.

MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından İstanbul merkezli 8 ilde düzenlenen operasyonda İsrail dış istihbarat servisi Mossad adına çalıştığı iddia edilen 34 kişiyi gözaltına alınmış ve 15’i tutuklanmıştı. Bu Mossad ajanlarından birinin, yabancı uyruklu bir doktor olduğu iddia edilmişti.

BAKAN KOCA’DAN İDDİAYA YANIT

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, iddialara sert yanıt vererek, söz konusu şahsın temizlik görevlisi olduğunu ve Avrupa Birliği ile ortak yürütülen Göçmen Sağlığı Merkezleri projesi kapsamında 2019’da işe alındığını söyledi.

BAKAN KOCA: HADDİ AŞAN SORUMSUZLARA CEVAP

Bakan Koca, açıklamasında şunları söyledi: “Haddi aşan sorumsuzlara cevap. Mossad ajanlarına karşı gerçekleştirilen MİT operasyonundan milletçe gurur duyduk. Yabancı uyruklu 15 şahıs tutuklandı, 12 şahıs adli kontrol ve yurtdışına çıkma yasağıyla serbest bırakıldı, 7 şahıs sınır dışı edildi.

“GERÇEK OLMASINI İSTEDİKLERİ GİBİ DEĞİL”

İstihbarat Teşkilatımızın başarısıyla gurur duyarken, milli bir meselede bile fırsat kollayan bazı kişilerin Sağlık Bakanlığımızı hedef alan yalanına cevap vermek zorunda kaldık: Operasyon kapsamındaki şahıslar arasında, iddia edildiği gibi yabancı uyruklu doktor yoktur. Eğer olsaydı, iddia sahipleri kendilerince sonuçlar çıkaracaklardı. Gerçek, olmasını istedikleri gibi değil.

“DOK OLDUĞU İDDİA EDİLEN ŞAHIS, TEMİZLİK GÖREVLİSİ”

Doktor olduğu iddia edilen yabancı uyruklu şahıs, temizlik görevlisidir. Operasyon sonucu çıkarıldığı adli mercilerce, adli kontrol ve yurt dışına çıkma yasağı ile serbest bırakılmıştır. Mısır uyrukludur. Avrupa Birliği ile ortak yürütülen Göçmen Sağlığı Merkezleri projesi kapsamında 2019’da işe alınmıştır. İşe alımı öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan güvenlik soruşturmasında olumsuz bulgu tespit edilmemiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca kendisine 31 Ocak 2024’e kadar çalışma izni verilmiştir. Temizlik görevlisi şahıs bugüne dek hiçbir sağlık hizmetine dâhil olmamıştır.

Şahsın “doktor” olduğu iddiası “fırsat” değerlendirme girişimidir. Çünkü iddia sahipleri, yabancı uyruklu (Suriyeli) doktorların “Güvenlik soruşturması yapılmadan, hiçbir sınava tabi tutulmadan, diploma ve vatandaşlık aldıklarını” defalarca tekrarladılar. Defalarca tekrarladıkları sözlere artık inanıyor olabilirler. Onların kendi sözlerine inanıyor olması somut gerçeği değiştirmez. Bu sözlere karşı yeniden açıklama gerekmez.

Temizlik görevlisi şahsın bir biriminde çalıştığı Göçmen Sağlığı Merkezleri hakkında tartışma konusu edilmeleri sebebiyle bazı bilgiler vermeliyim. Geçici koruma altında olan sığınmacılara sağlık hizmetleri, AB ile ortak yürütülen proje kapsamındaki Göçmen Sağlığı Merkezlerinde veriliyor. Bu merkezlerde, sadece koruma altındaki yabancılara hizmet verilmektedir.

Göçmen Sağlığı Merkezlerinde, tüm kurumlarda olduğu gibi, yabancılara çalışma izni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Uluslararası İş Gücü Genel Müdürlüğü tarafından verilmekte, gerekli güvenlik soruşturmaları yapılmaktadır. Çalışma izni verilmemiş yabancı uyruklu biri Göçmen Sağlığı Merkezlerinde istihdam edilemez.

‘Güvenlik soruşturması yapılmadan, hiçbir sınava tabi tutulmadan, diploma ve vatandaşlık alan’ doktor diye bahsedilen, temizlik görevlisinin de bir anlamda ‘sahte doktor’ haline getirildiği, böyle olması durumunda siyasi rant vaat eden iddia, şu yönüyle de şaşırtıcıdır: ‘Ajan olduğu tespit edilen şahıs İstanbul’da, Gazzeli hastaların tedavi edildiği bir Göçmen Sağlığı Merkezinde çalışıyormuş.’ Gazzeli hastaların bu gibi yerlerde değil, Ankara’daki büyük hastanelerde tedavi edildiği herkesçe biliniyor.

Zaman kaybından ibaret gündemlere yol açanlar unutmasın: Milli istihbarat teşkilatının gurur verici başarısını başka konularla ilişkilendirerek yalan ve iftiraya sarılanların ayıbı kısa sürede ortaya çıkmıştır. Alışkanlık haline gelen yalanlarsa kişilerin kendi şahsiyetlerine suikastıdır.

Talep ettiğimiz, hakikate saygıdır!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir